GÖLGE YÜKSELİYOR 1 - 15 EŞİKTE


  • Mat, Rand ve Moiraine bir birlerinden habersiz olarak Taş'taki Büyük Emanetlerin içinde ki soru ter-angrealine girerler. Mat Egwene'e söz vermişti ama hayatım söz konusu olmadığı sürece demişti. Bu yüzden Mat , hayatı söz konusu olduğu için yeminini bozmadığını düşünerek Egwene veya Moiraine'e haber vermeden girer. 
  • İçeride zemin hariç her yere oval hatlar hakimdir. O kadarki duvarlar bile dışa kavislidir. Penceler yuvarlaktır. Pencerelerden gözüktüğü kadarı ila dışarıda şemsiye şeklinde ağaçlar vardı. Mat birde aynı yöne bakarmış gibi yapılmış üç yan yana kule görür. Bunun dışında çamlar o garip armana bakar. 
  • Mat'i orada karşılayan refakatçı garip bir varlıktır. Uzun boylu, yassı uzun yüzlü ve yılanımsı gözleri vardı. Düz siyah  saçları ve teni garip şekilde yılanların anımsatıyordu Mat'a. Hatta Mat bu kişilere bacaklı yılanlar diye tasvir eder. 
  • Refakatçi Mat'a yanında müzik aleti veya demir var mı diye sorar. Bunların olmasından kaygılanır gibidir. 
  • Refakatçı Mat'ı uzun koridorlardan geçirerek yuvarlak , kubbeli bir odaya getirir. Burada üç uzun kaide vardır ve bunların tepesinde refakatçisine benzeyen üç kişi bağdaş kurmuş bekliyordu. Anlaşma uyarınca , Mat 'e üç soru sormasını söylerler.     
  • Mat birinci soru olarak "halkıma yardım etmek için köyüme dönmeli miyim ? " diye sorar. Cevap "Rhuidean'a gitmelesin" di. Mat buraya gelmeden önce soracağı soruları hazırlamıştı. Aes Sedailerden nasıl kurtulacağını ve hafızasının kayıp kısımlarını nasıl hatırlayacağını soracaktı fakat Mat aldığı cevaptan tatmin olmaz ve bu cevap karşısında iyice kafası karıştığı ve öfke yüzünden " Neden gideyim?" diye sorar. "Girmezsen öleceksin" diye cevap verirler ve ikinci gong çalar. Her soru sorulduğunda , soru hakkını kullandığını belirten bir gong sesi gibi. "Rhuidean'a gitmezsem neden öleceğim ?" diye son hakkını da kullanır. "Kader ipliğinden yana kaçmış olacaksın . Kaderini zamanın rüzgarlarında sürüklenmeye bırakmış olacaksın ve o kaderin gerçekleşmesini istemeyenler tarafından öldürüleceksin.
  • Bu garip yaratıklar verdikleri her cevaptan sonra lezzetli bir şey yemiş gibi keyif alırlar. Moiraine'in dediğine göre duyguları ve anıları karıştırdıkları için bunlardan zevk alırlarmış veya beslenirlermiş. Bu sırada da zaten bedenin  karıncalanırmış.
  • Üçüncü soru hakkını da kullanıp üçüncü gong çaldığında oradakiler hemen gitmesi gerektiğini ve acele etmesi gerektiğini söylerler. Mat aldığı cevaplardan memnun olmamıştı ve onlardan daha fazlasını istedi. Sormak isteği soruları unutturdukları ve kendisine anlamsız cevaplar verdiklerini söyleyerek ,  Odadan çıkmak istemez. Buraya gelirken refakat eden varlıklar gibi bir düzünesi gelip Mat'i kollarından ve bacaklarından tutup havaya kaldırıp götürmeye başlarlar. Mat bu sırada sorular soruyor , sordukça odanın kendisi çınlıyor gibi ses çıkıyordu. Yer sallanıyor onu taşıyanlar sendeliyordu. Mat bağırarak sordu " hangi kader" , "Dokuz Ayın kızı ile evlenmek. Ölmek ve yeniden yaşamak , bir kez daha eskiden olanın bir parçasını yaşamak. Dünyayı kurtarmak için, dünyanın ışığının yarısından vazgeçmek ! Rhuidean'a git üçkağıtçı!, gir kumarcı git!" Çan yada saray iki kez daha çınlardı ve her yer deprem olur gibi sallandı. İçeridekiler panik içindeydiler. Mat'ı tutanlar koşturarak onu ter-angreala götürüp içine attılar. Mat tekar tozlu depoda bulur kendini . Cevaplardan tatmin olmamış Mat tekrar tekrar ter-angrealden geçti fakat hiçbir şey olmadı. Hala depo daydı. Sonra ter-angrealden Rand elinde ateş gibi yanan bir kılıçla dışarı çıktı. Ardından Moiraine çıktı. 
  • Kadın onları orada görünce ve ter-angreal'in içine girdiklerini görünce kızar. Onlara bunu hangi kızın söylediği sorar. Ona bunu ödeteceğini söyler. Rand okuduğu iki kitaptan öğrendiğini söyler. Kitapların ismini de söyler hatta. Mat de aynı yalanı atar kadına. Kadın inanmasa da üstelemez. 
  • Moiraine iki ta'veren'in aynı anda ter-angreal'e girmesini çok riskli olduğunu, orada kısılı kalabileceklerini söyleyerek kızar. 
  • İçeride garip varlıklar Rand ve Moiraine ile kadim dilde konuşmuşlar. Rand için bir tercüman kadın getirmişler ve gelen kadında eski bir kitap gibi konuşuyormuş . Bu yüzden bazı şeyleri zor anladığından şikayet eder Rand. Bunu duyan Mat şaşır. Kendisinde tercüman yoktur. Mat muhtemelen onlar ile kadim dilde konuştu. "Senin tercümanın nasıldı, anlaşılır konuşuyor muydu?" diye sorduğunda Kadın. Mat kendisinin bir şey soramadığını , gong çalınca kedisini ortalığı pisleyen biri gibi dışarı attıklarını söyleyerek yalan atar. Moiraine Rand'ın aldığı cevapları sorar ama Rand onları kendine saklamak istediğini sorar. Kadını içeride  aldığı cevapları kendisi ile paylaşmayacağını , onun neden paylaşacağını sorar Rand. 
  • Bu varlıklar tarafından deneyimleri ve duyguları karıştırıldığı için kendisini kirlenmiş hisseder Moiraine ve banyo yapmak isterler. 
  • Neticede üçü de içeride aldıkları cevapları bir başkası ile paylaşmaya gönüllü değillerdi  . 
  • Rand içeri girdiğinde baştan beri ondan çekinmişler. Çan sesleri başladığında ... kılıç yaklaşmalarını engellemiş. Ondan çekiniyor ona bakamıyorlarmış ve gözlerini gizlemişler . 
  • Mat Rand'a gerçekten Beyaz Pelerinlerin köyde istediklerini yapmalarına izin verecek misin diye sorar. Rand bununla Perrin'in ilgileneceğini , kendisinin yapması gereken başka şeylerin olduğunu söyler. Yoksa Emond Meydanından fazlasının düşeceğini söyler. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 01 BOŞ BİR YOL

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 00 ÖNSÖZ - EJDERDAĞI

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 2 YABANCILAR