GÖLGE YÜKSELİYOR 2 - 10 YANILTMACALAR


  • Rand henüz güneş doğmadan 400 kadar Jindo'dan oluşan Aiel grubuyla kamp kurdukları bölgeyi terk eder. Rand ; Rhuarc ve Heirn yanında at sürmekteydi. Moiraine , Egwene ve Lan Bilgeler ile birlikte ilerliyorlardı. 
  • Rand bu sabah uyandığında çadırının yanında Aviendha vardı ve ondan sonrada kadın Rand'ın yanından ayrılmamıştı. Yalnız kadın onu Elayne konusunda darlıyordu. Elayne ona kalbini açmışken onun kızı yüz üstü bırakmış olduğunu söylüyor ve onu suçluyordu. Kadın avını gözleyen bir kedi gibi onu izliyordu. Rand Aviendha'yı Bilgelerin casusluk yapması için yolladığını tahmin ediyordu. Yalnız Bilgelerin kendisini güzel bir kıza kanacak kadar aptal olduğunu düşünmelerine şaşıyordu. Aviendha uzun bir etek giymiş ve ufak bir kemer bıçağından başka silah taşımıyordu şimdi. Rand bu elbiselerin de  kendisi için giyilmiş olduğunu düşünüyordu ama diğer Aiellerden kimse elbisesi hakkında yorum yapmıyordu. Hatta Rhuarc bile artık kızla uzun süre göz göze gelmekten imtina ediyordu. Kızın engerek gibi bir dili ve mizacı vardı. Nynaeve bile onun yanında iyi kalırdı. 
  • Rand kendini Min'i özlerken buldu. Min onu daha iyi anlıyordu. Min kendisini  Elayne ve Aviendha gibi aptal hissettirmiyordu. 
  • Jindoların toplandığını gören Couladin kardeşinin dönmesini bir gün daha beklememişti. Rhuarc'a göre on gün beklemeliydi. Bu Rhuidean'a gireni terk etmek sayılırdı. Jindoların toplandığını gören Couladin hemen Shaidolar'a toplanma emri vermişti. Şimdi Rand ve diğerlerini görmezden gelirmiş gibi yaparak 300 adım mesafeden takip ediyordu. 
  • Egwene saçlarını kurdelelerle iki yanından örmüştü. Rand bunları sorduğunda kadın onu neredeyse kellesini uçuruyordu :) 
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
  • Mat önceki gece uyuduktan sonra Moiraine onu uyandırmış ve şifa teklif etmişti fakat o kabul etmedi. 
  • Bu yolculuk sırasında Melaine , Moiraine'in kısrağının arkasına binmiş onunla konuşuyordu. Mat Ailelerin ata binebildiklerini bilmezdi. 
  • Kafilenin önünde Mızrağın kızlarından bazıları keşif için gidiyordu. Mızrak kızlarından Dorindha adlı kız Rhuarc'ın yanına gelerek ilerde bir çerçi grubunun olduğunu söyler.
    Mat Dorindha'yı Kızların Öpücüğü isimli oyunu oynadığı kızlardan biriydi. Mat'i oynamaya ikna edenlerden biri oydu ve ilk sırayı da o almıştı. Kız oradan ayrılırken Mat'a bir gülümseme çaktı ve gitti. Mat atı Zar'ın yelesinden bir dikeni çıkarmaya çalıştı :) 
  • Bir buçuk düzine arabaları vardı çerçinin. Rhuarc ve Heirn çeçinin rehber almadan Kıraç'ın ta ilerlemesine kızmışlardı. Adam iki gün daha ilerlese Rhuidean'a varacaktı ve oraya gidenler hakkında kurallar katıydı. 
  • Rhuarc bu çerçileri geri çevirecekse Mat bu şansı kaçırmak istemiyordu. Onlar buraya kadar gelmişse , muhtemelen geri dönüş yolunu da biliyor olmalıydılar ve Mat onlarla geri dönebilirdi. Yılan adamlar dediklerini yapmıştı. Artık Rand ile devam etmesi için bir sebep kalmamıştı. 
  • Çerçinin adı Hadnan Kadere'di. Çengel gibi bir burnu , kara çekik gözleri ve kara esmer bir yüzü vardı. Adam cüsseli biriydi ama onca cüsseye rağmen adam yağlı değil kaslıydı.
    Adam yanlış yoldan gittiği için Rhuarc'tan özür diyor ve terliyordu. Handan Soğuk Kayalar mezrasını aradığını söylüyordu. Rhuarc  adamların ölmemiş olması veya Ejderduvarına çırılçıplak gitmek zorunda kalmamış olmasını bir şans olarak görüyordu.
    Rhuarc kendilerinin de Rhuarc kendilerinin de Soğuk Kayalara gittiklerini ve kendilerini takip etmesini söyler. Hatnan'a. Bu konuşmalar geçerken oraya Couladin'de gelmişti ve buna da karşı çıkıyordu. "çerçi  neden bizimle gelmesin, bizim sayımız daha fazla geleneklere göre bizimle gelmesi lazım" der. Rhuarc " ben bakmazken klan şefimi oldun. Çerçi Soğuk kayalara geliyor. Yolda onunla ticaret yapabilirsin. Taardadlar çerçiyi kendisine saklayacak kadar aç değildir.  " diye çıkışır adama. Couladin'in yüzü daha da karardı ama sesi yumuşaktı. Gösterdiği çaba ile gıcırdasa bile " Ben Soğuk Kayaların yakınında kamp kuracağım, Rhuarc. Şafakla gelen tüm Aielleri ilgilendirir, yalnızca Taardadları değil. Shaidolar uygun yerlerini alacak. Shaidolar Şafakla Gelen'i takip edecek " der. Rhuarc Shaidoların Şafakla Gelen'i takip etmek için geliyorlarsa hoş karşılanacaklarını söyler fakat Couladin sanki hala Rand'ın Şafakla Gelen olduğuna inanmaz gibidir. 
  • Mat Hadnan'ın kendi taktığı gibi bir şapkaya bir altın vereceğini söyler. O sırada ikinci arabadan bir kadın iner. Hadnan'dan otuz santim kısa olmasına rağmen çok daha ağır çekiyor olmalıydı. Yağ katmanları kara gözlerini neredeyse gizliyordu. Burnu çerçininkini cüce gibi gösteren bir balta gibiydi. Kadının cüssesiyle uyumsuz bir hafiflikler yürüyordu. Tüm bu itici görünüşüne rağmen kadının sesi çok güzeldi. Mat'in şimdiye kadar duyduğu en güzel ses. Böyle bir kafadan böyle bir sesin çıkması sinir bozucuydu . Kadının adı Keille Shaogi idi. Kadın Haddan'ın kafasındaki şapkayı alıp Mat'a fırlattı belli ki kadının sözü geçiyordu.  
  • Kadının seyahat ettiği arabada yamalı bir pelerinli, orta yaşlı siyah saçlı bir aşık vardı. 
  • Herkes işlerine dönüp Rand ,Mat ve yüz kadar koruma Jindo ve Rand'ın atına yapışık gibi olan Aviendha kaldıklarında Rand garip gözüküyordu. Mat ne oluğunu sorunca çerçinin gözlerinin, Hadnan'ın tehlikeli olduğunu, zamanın kendine tuzakları kurduğunu, onun bunlardan kaçınması gerektiğini , artık şerle yolculuk yaptıklarını söyler. Mat'in göremediğini ama şerle yolculuk yaptıkları için kendisine dikkat etmesi gerektiğini söyler. Rand'ın hal ve hareketleri Mat'i her geçen gün ürkütüyordu. Deli değildi ama bazen öyle gibi davranıyordu. 
  • "Senin şansına sahip olabilmeyi dilerdim Mat. Başladı ve kılıç nereye inerse insin artık geri dönüş yok. Şerle yolculuk etmek. Geri dönüş yok" der Rand . 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 01 BOŞ BİR YOL

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 00 ÖNSÖZ - EJDERDAĞI

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 2 YABANCILAR