GÖLGE YÜKSELİYOR 2 - 5 GÜVENCELER


  • Muhafızlar ve Marin onları eski şifa evine götürür. Orada Verin Mathwin ve Alanna Mosvani vardı. Perrin zaten Verin'i tanıyordu , Alanna'yı ise Egwene bahsederken duymuştu. Kızın ondan şüphelendiğini hatırlıyordu Perrin. 
  • Marin Perrin'i habersizce onlara getirdiği için özür diler. Çocukları ve özellikle Perrin'i daha önceden sordukları için bunu yaptığın söyler. Ayrıca kendini öldürtmesini önlemek için. Daha sonra Marin onları orada bırakarak köye geri döner. 
  • Aes Sedailar behsettiklerine göre burada yeni kızlar bulmak için gelmişti. Beyazcüppeler buraya gelmeden bir hafta önce Gözlem kulesine gelmişler ve bir hafta içinde eğitilebilir dört kız ve doğuştan yetenekle gelmiş bir çocuk bulmuşlar bile. Burada hala eski kanın güçlü olduğunu söyler Verin. Bu açıklamayı Perrin'in beğenmemesi üzerine kadınlar yeni bir kız bulmanın zorluklarından bahsederler. Her geçen sene yönlendirebilen bir kız bulmanın ne kadar zorlaştığından bahseder. Son zamanlarda bir sene içinde ancak iki üç kız bulurken Moiraine'in buradan iki yönlendirme yeteneği olan kız ve üç ta'veren bulmuş olması göz ardı edilemez bir şey derler. Artı birde eğitim almadığı için ölen kız vardır. Yeterince araştıra bilirlerse daha fazlasını bulabileceklerini düşünür kadınlar. Yalnız Taren Sali'de aradıklarını bulamamışlar kadınlar. Orada yabancılarla yapılan evliliklerin eski kanı bozduğunu düşünürler. 
  • Verin'in dediğine göre Sheriam Sedai erkekleri ehlileştirdikleri için her geçen gün insan oğlunu yeteneğini kaybettiğini , bu yüzden artık daha az yönlendirebilen kişilerin doğduğunu düşünmekteymiş. Hatta beyazlardan Alviarin erkeklerin ehlileştirildikten sonra çiftleştirelim diye çılgın bir fikir atmış. Böyle bir şey olsa bile , böyle biri ile birlikte olacak kadın bulmak ,bulunsa bile doğacak çocukların yönlendirebilme kabileyetinin olması garanti değildi . Böyle bir şey yapacağınıza siz doğurun diye söylemiş Alviarin'e biri :D Kadın bunun üzerine bozulmuş. 
  • Perrin , Baştan beri bura dalarsa olup bitene niye müdahale etmediniz diye sitem eder. Alanna üç yeminle bağlı oldukları için çok şeye müdahale edemediklerinden dert yanar. Kadın buraya gelirken yanında iki muhafızı ile birlikte gelmiş. Owein'ı açık bir alanda sıkıştıran Beyazcüppeler onu okları ile öldürmüşler. "O ölürken onun acısını hissettim, orada olsaydım onu ve kendimi kurtarmak için savaşırdım ama yeminler yüzünden intikam alamıyoruz. Beyaz Pelerinler diğer insanlar kadar kötü . Karanlık dostlarından ise sadece biraz iyiler ama karanlık dostu değiller. Buda onları tek güce karşı koruyor. Müdahale edemiyoruz. " der kadın. Evet birkaç trolloc ve iki Myrddraal'i öldürmüşler ama bundan fazlası dikkat çekeceği için yapmamışlar. "Myrddraal'lerin dikkatini çekersek ve üstümüzü yüz trolloc yollarsa , kaçmaktan başka bir şey gelmez elimizden " diye ekler kadın .  Perrin Moiraine ve Rand'in Trolloclar ile nasıl savaştığını görmüştü ama belli ki bu kadınlar o kadar güçlü değildi. 
  • Alanna onların yaralı olduğunu anlayınca şifa verir. Yalnız zaman geçirildiği için Perrin'in yüzüne aldığı yara  iz bırakacaktı. 
  • Perrin Aes Sedailarla hesap sorucu ve dik konuşuyordu. Onunla gelen diğerleri onlardan çekindikleri için Perrin'i uyarıyor ve onun yerine de özürler diliyorlardı. 
  • Bu konuşmalar aralarında geçerken içeriye Ihvon girer ve arkasından Tam ve Abell girer. Onlar Perrin'i gördüklerine sevinirler ve hemen Mat ve Rand'ı sorarlar. Perrin, onların Tear'da olduklarını , en son gördüğünde Mat'in zar atıp, kızları öptüğünü , Rand'ın da süslü bir ceket giydiğini ve kolunda sarışın bir kızla gezdiğini söyler.  Verin'in bakışlarından Alanna'nın Rand hakkında her şeyi bilmediğini düşünür Perrin. Ayrıca iki Aes Sedai'ın karşısında onlar hakkında da konuşmak istemez. Biraz hava almak bahanesi ile Tam ve Abell'i dışarı çağırır ve orada konuşur onlarla. 
  • Söylediğine Abell Gözlem tepesine gitmiş. Orada yediyüz sekizyüz kadar Beyazcüppe varmış. Abell orada biraz dikkatsiz davrandığı için Beyazcüpplerin birinin okuna vurulmuş. Tam onu buraya, Aes Sadeiların yanına getirerek hayatını kurtarmış. 
  • Abell ve Tam Beyazcüppelerden kaçarken eski şifa evine saklanmak için gelmişler. Tabi orada Aes Sedailar ve Muhafızlarla karşılaşmışlar. Birde kadın kurulundan birkaç kadınla. Onlar orada olmasa muhtemelen muhafızlar onları öldürürmüş. Belkide buna yinede engel olan çocuklarının Rand ve Mat olmasıydı. 
  • Alanna bir konuşma sırasında üç gencin ta'veren olduğunu ağzından kaçırmıştı. Tam ve Abell bunu biliyorlardı. Ve birlikte onları aramak için Tar Valon'a gittiklerini , orada kendilerini Vakanüvis 'in karşıladığını ve kadının daha selamlarını bitiremeden  kendilerine güvenceler ve ceplerine altınlar verip ırmak aşağı bir gemiye bindirdiğini söyler adamlar. Tam ve Abell onların çocuklar hakkında bir şeyler sakladıklarını anlamışlardı. 
  • Onlar Aes Sedailardan uzak bir noktada konuşurken bir kuzgun gelip onları izlemeye çalışır ve daha Perrin sadağına ulaşamadan iki adam kuzgunu vurmuşlardı bile. Okçulukları  Perrin'in tamda hatırladığı gibiydi. Özellikle Tam'in okçulukta İkinehir'de karşısına duracak yoktu.
    Aes Sedailar ile karşılaştıklarında kadınlar kuzgunların Gölgeye haber taşıdıklarını onlara söylemiş onlarda köylüyü bu konuda uyarmışlar ama onlar buna pek kulak asmamışlar ta ki kuzgunlar koyunları saldırasıya kadar. Ondan sonra artık onları avlar olmuşlar. Hatta birisi bu yüzden çılgına dönmüş ve gereksiz yere tüm hayvanları öldürür olmuş. Hatta buraya gelirken öldürülmüş tavşanlar, tilkiler ve bir ayı görmüş Tam ve Abell.  Öldürülmüş ve çürümeye bırakılmış. Derisi bile yüzülmemiş. Tam ve Abell bunun büyük bir israf olduğunu düşünür. Adamlar izlerini görmüş bunların. İri birisi veya birileri olduğunu düşünür ama bir trolloc değil veya onun kadar iri değil. Perrin kimden bahsedildiğini  anlar. Bunu yapan "Katil" olmalıydı. Düşte gördüğü adam tanıdık gelmişti Perrin'e ama kim. 
  • Abell ve Tam bir kaç yer hariç tüm köylerin Trolloc saldırısı altında olduğunu söyler. Her gece başka bir çiftliğe saldırıyorlarmış. 
  • Perrin yarın Gözlem tepesine gideceğini ve oraya göz aratacağını söyler. Tutsakları kurtarmanın bir yolunu arayacağını söyler. Sonrada Trolloclarla ilgileneceğini. Bir zamanlar bir Muhafızın Kıraçlara trollocların "ölüm toprakları" dediğini duyduğunu ve artık buralara da aynı diyeceklerini söyler. Abell ve Tam nefretin içini yemesine izin vermemesi gerektiğini söylerler Perrin'e. Ayrıca tutsakları kurtarsalar bile onları kimsenin yanlarında barındırmak istemeyeceğini , Beyazcüppelerden korktukları için bu riski göze alamayacakları söyler. 
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
  • Dain Bornhald 'ın başında olduğu ve trolloclar tarafından saldırıya uğradığı üçüncü devriyesiydi. Onbir ölü ve yirmiüç yaralı vardı. Bu saldırıların o başındayken olması onu rahatsız ediyordu. Planlı saldırılar gibiydi ve hedef gözeterek saldırıyorlardı sanki. 
  • Sekizyüz metre aşağıda yüz kadar tenekeci arabalarında bir hareketlenme vardı. Muhtemelen sabaha gitmiş olacaklardı. Dain bu yüzden yüzbaşı Farran'ı onlara yolladı. Tarenden değil sadece güneyden gitmelerine izin verebilirdi. Dain Taren tarafına adamlarını yerleştirmişti. Oradan haber uçmasını istemiyordu. Olmadık kişilere haber uçup tatsız sürprizlerle karşılaşmak istemiyordu. Bu yüzden Farran'ı Raen ile konuşmaya yollar.  
  • Dain'e göre gerçekten buralar Işığın terk ettiği yerlerdi. Trolloclar bunu doğruluyordu. Çiftlikler yakılıyorsa bu bazı köylülerin hala saf kaldığını gösterirdi. Dahası Aes Sedaileri saklıyorlardı. Taren'in güneyine indikleri ikinci gün bir Muhafız öldürmüşlerdi. ; Adamın renk değiştiren pelerini yeterli kanıttı. 
  • Dain tutsaklarına günde bir kez eksersiz hakkı tanıyordu. Tutsaklara çok kaba davranılırsa köylerde isyan çıkabilirdi ve bununla da uğraşması gerekirdi. Farran ve Byar aptalın tekiydi. Bunu anlamı yordular. Onlar tutsakları sorgulamak  istiyordu ama Dain sorgucu değildi ve onların yöntemlerinden de hoşlanmıyordu. 
  • Tutsaklar Ordeith'in iddia ettiği gibi karanlık dostu olsunlar yada olmasınlar Byar'ın istediği tek biri var gibiydi. Perrin Aybara. Adam onun Tümentepe de babasını tuzağa düşürüp ölmesini sağlamıştı. Byar bu konuda net konuşmuştu. Belki Luthan'lardan biri kısa süre içinde konuşmazsa demirciyi Byar'a verebilirdi. Adam çözülmezse karısı çözülür ve Perrin'in nerede olduğunu söylerlerdi belki. 
  • Dain tatsız şekilde diğerlerinden ayrı duran çadırlara baktı. Bu Ordeith'in grubuydu ve adamlar atlarını ve kendilerini temiz tutamıyorlardı. O taraftan pis kokular geliyordu. 
  • Dain güneydeki akınlarda Ordeith'in ne yaptığını öğrenmek için adamın yanına kendi adamlarından iki tanesini vermişti. Şimdi söylenene göre trolloc saldırısında iki kişi ölmüş ve altı yaralı varmış. Ölenler Dain'in yolladığı adamlar Joelin ve Gomanes evlattı. Ordeith onu aptal sanıyordu. İki kez yanında kendi adamlarını yollamıştı ve iki kezde ölenler onun adamları olmuştu. Adam hep güneye gidiyordu. İkinehir konusunda takıntılıydı. 
  • Dain Ordeith'i çadırına çağırtıp bu konuyu sorar. Sinirlerini tutamayıp çelik sırtlı eldivenleri ile adamın yüzüne vurur Dain. Dudağı patlayan Ordeith vahşi bir hayvan gibi sesler çıkarmıştı ve sonra onu tehdit etmişti " Görev emrimi kimin imzaladığını unuttun mu , Lordcuk ? Tek kelime etsem Pedron Naill seni annenin bağırsakları ile asar, o da canlı canlı deri yüzdükten sonra " der.
    Dünyayı sarsacak karanlık dostlarının burada doğduğunu . Soylarının bin seneden fazla zamandır Karanlık varlık tarafından yönetildiğini , bu yerde dünyayı alt üst edecek güçlerin serbest kaldıklarını söyler. Bu toprakları yak yık ki gelsin der Ordeith.
  • Bu konu başlığında öğreniyoruz ki Aybara çiftliğindeki katliam Ordeith'in işiymiş, Dain isyan çıkmaması için örtbas etmiş. Dain'in son istediği trollocların üstüne bir de isyan çıkmasıydı. Fakat Evlatların öldürülmesine göz yummayacaktı. " Ne yapıyorsun ki Evlatlardan saklanman gerekiyor ?" diye sorar Dain Ordeit'e . " Gölgenin beni durdurmak için elinden geleni yapacağından kuşku mu duyuyorsun " diye çıkışır Ordeith. Dain Gözlem tepesinin çevresinde elli adam varken iki Gri Adam'ın kampa girdiğini unutmamıştı. Kendide o yöne bakmış ama onları fark etmemişti. Onların ikisini Ordeith fark etmiş ve onları öldürmüştü. O günden sonra sıska ve ufak adam askerler arasında baya itibar kazanmıştı. Dain hançerleri toprakta derine gömmüştü. Hançerler çelik gibi duruyor ama dokunduğunda eriyik metal gibi yakıyordu. Onları gömerken üstlerine toprak attıklarında tıss diye ses çıkarmıştı.
    Ordeith gölgenin peşinde olduğunu, Gölgenin  onu durdurmak için her şeyi yapacağını söyler. "Yaptıklarımı gizlilik içinde yapmalıyım .Gölge beni bulmak için insanların zihnine girebilir. Düşüncelerine düşlerine girebilir. " der Ordeith . Böylece onları kendisinin öldürdüğünü itiraf eder. " Beni serbest bırak , bende sana Aybara'yı vereyim " der. Dain onu çadırından kovar ama bir şeyde yapmaz. Perrin'i kendisine verecekse eğer, ona göz yumacak gibidir. 
  • Ordeith'in ara ara konuşurken aksağını değişiyordu. 
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
  • Fain için Beyazcüppeler faydalı araçlar, cahil araçlar ama güvenilir değildi. Özellikle de Dain; çok sorun çıkarırsa ondan kurtulması gerekebilirdi. Byar çok daha kolay idare edilebilirdi. 
  • Fain'in nefret ettiklerinden biri güneydeydi . Bunu hissedebiliyordu ama Rand değildi. O olsa hissederdi. 
  • Dain'in Taren Sali da ki nöbetçilerinden öteye daha fazla hikaye geçmeliydi. İkinehrin'in kasıp kavrulduğuna dair daha fazla hikaye. Böylece bu Rand'ın kulağına gidecek ve yüreğini dağlayacak ve buraya gelecekti. Ondan aldıkları ile de Kule'ye gidecek ve kendine ait olanları geri alacaktı. Her şey tıkır tıkır işliyordu. Taki Gri Adamları ile Myrddraal gelene kadar. Kendi adamlarının olduğu yerde Beyazcüpperler kirliydi ama kılıçlar keskin , itaat mutlak ve sorgusuzdu. Dain bunları hala kendi adamı sanıyordu. Çadırında kalın kazıklar arasına gerilmiş Myrddraal bir tutsağı vardı. Çadırda bir düzineden fazla lamba vardı. İçerisi öğlen güneşi gibiydi ve hiç gölge yoktu. Fain Myrddraal'e bir anlaşma teklif etmişti ama o onu aptal sanıyordu ama dersini alacaktı. 
  • Fain artık bir Myrddraal bir Terkedilmiş hatta Karanlık Varlık tarafından oynatılan bir kukla değildi. Artık ipleri o çekiyordu. Onu durduramazlardı. Öldüremezlerdi. " Ben Trolloc savaşlarından beri hayatta kalmayı başarıyorum " diye geçirir içinden Fain. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 01 BOŞ BİR YOL

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 00 ÖNSÖZ - EJDERDAĞI

DÜNYA'NIN GÖZÜ - 2 YABANCILAR